Boşuna Etrafı Suçlama

Boşuna Etrafı Suçlama

Mucizevi can, kendimizden kendimize oynadığımız bu ilahi matriks oyunu üzerine bir yazı yazmak istedim. Her şeyin ama her şeyin en temelinde bizim bilinçaltı kayıtlarımız ve inançlarımız vardır ve bu inançlara göre mıknatıs gibi yayın yaparız. Artık buna uyanma vaktimiz geldi. 

Şöyle düşün; yaşama, ilişkilere, bedenimize, hayata, insanlara, kadınlara, erkeklere, paraya dair birçok bakış açımız var. Bu bakış açılarımız enerjetik alanımızda yani her hücremizde kayıtlı. Bu bakış açıları, kayıtlar ve frekanslar bir mıknatıs gibi sürekli yayın yapıyor. Buna mıknatıs yasası, titreşim yasası, rezonans yasası veya çekim yasası da deniliyor. Yaydığımız titreşimler ve frekanslar sürekli evrene gidiyor, etrafımıza, ailemize, her yere gidiyor. Siz neyseniz, sizde hangi titreşimler varsa, hangi inançlar ve kayıtlar varsa; onların frekanslarından sürekli olarak yayın yapıyorsunuz. Mesela ben değersizim, ben yetersizim, sevilmiyorum, istenmiyorum, para kazanmak zordur, insanlara güvenilmez, kadınlara güvenilmez, erkeklere güvenilmez, ilişki yaşamak zordur, hayat zordur, para geldiği gibi gider, kiloluyum ve zayıflamak için boğazdan kısmalıyım gibi birsürü kayıtlarımız olabilir. Eğer bunlar varsa her hücremiz, her zerremiz, her molekülümüz ve parçacığımız sürekli olarak bu frekanslardan yayın yapıyor hep ona göre kişileri ve olayları çekiyoruz. İlahi sistem, bu mucizevi matriks oyunu bu şekilde kurulmuş. Yaradan diyor ki; ‘’Ben şah damarından daha yakınım, içindeyim. Senin yaratım gücün zaten benim. ’’Yaratan hep Allah’tır, o izin vermeden ayağımızın altında toprak da olmaz, ciğerlerimizde hava da olmaz. Çok şükür, varlığına sonsuz şükran. Her şey için teşekkür ederiz. Aldığımız nefes için, yiyebildiğimiz, içebildiğimiz için şükür, şükür, şükür. 

Yaradan bize neye inanırsan o olur, neye inanırsan onu çekersin, bu senin oyunun oynayacak olan sensin, senin yerine ben ödevlerini yapamam diyor. Şunun gibi düşünün; çocuğunuz yerine onun ödevlerini siz yaparsanız, onun tekâmül ve gelişimini engellemiş olmaz mısınız? Bu da aynı durum, biz buraya tekâmüle ve gelişime geldik. 

Burası okul, öğrenme yeri. Burası dualite, ikilik evreni ve biz zıtlıklarla öğreniyoruz. Biz gelişerek İnsan-ı Kâmil olma yolunda, yolculuğunda giden sonsuz varlıklarız. Artık kendinizi küçültmeyi bırakın. Göreceksiniz ki kurban rolü oynamayı bırakıp yaşamınızın direksiyonuna geçip, yaşamınızın sorumluluğunu aldığınızda tüm realiteniz değişecek.

Katkı olsun, mucizeler aksın. 

Hey! Sen Bir Mucizesin

Recep Özer