Heyyyyy Sen bir mucizesin!

Heyyyyy Sen bir mucizesin!

İnsan Yaradanın suretinde yaratılmıştır!

Bilim, kuantum fiziği, tasavvuf, uzak doğu öğretileri, ezoterik öğretiler, spritüal öğretiler, kutsal kitaplar ve psikoloji hepsi bir mucize olduğumuzu, sonsuz potansiyellere sahip olduğumuzu, sonsuz kaynağın, Yaradanın her yerde ve aynı zamanda da içimizde olduğunu söyler. Sadece terminolojileri ve tanımlama şekilleri farklıdır.
İlahi güç, sonsuz kaynak en temel haliyle bize diyor ki; ben yerde, gökte, her yerdeyim aynı zamanda da senin içindeyim,
Hatırla ve uyan!
Kendi sonsuzluğuna uyan!
Mucize versiyonuna uyan!
Tasavvuf, “Vahdeti Vücut” kavramı ile teklik bilincinden, Yaradan ile bir olduğumuzdan söz eder.
Mevlâna “Nereye baksam O’nun yüzünü görürüm” der.
Yunus Emre “Bir ben var benden içre” der.
Kur’anda Yaradan “Nereye bakarsanız Allah’ın veçhidir, şah damarından daha yakınım, ruhunuzu kendi ruhumdan üfledim” der.
Kuantum fiziği “bu evrenin holografik olduğunu” yani;
hepimizin aynı bütünün parçaları olarak birbirimize bağlı olduğumuzu, bir parçadaki değişikliğin bütün evreni etkilediğini, geçmiş, şimdi, geleceğin bu holografik düzende bir arada “an” da bulunduğunu, her parçada (mikro kozmos) bütünün (makro kozmos) bilgisinin var olduğunu söyler.
Hz. Muhammed “Zerre küllün aynasıdır” diyerek Yaradanı yansıttığımızı belirtir ve kendimizi bildiğimizde Rabbimizi bileceğimizi işaret eder.
Einstein bir kum tanesinin sırrını çözdüğümüzde bütün evrenin sırrının çözüleceğini ve atomun yüzde 99.999999’ unun boşluk olduğunu söyleyerek hiçbir şeyin göründüğü gibi olmadığını, katı zannettiğimiz madde aleminin aslında bir illüzyon olduğunu söyler.
Kadim öğretiler sadece fizik bedenimizden ibaret olmadığımızı, fiziksel bedenimizin etrafını çepeçevre saran “Aura” adında renkli ve çok katmanlı elektromanyetik alanımız olduğunu ve bazı fotoğraflama teknikleriyle bu katmanın görülebildiğini anlatır.
Kuantum fiziği ve bilim düşüncelerimizin dış dünyayı yani madde alemini değiştirebileceğini söyler.
Bazı filozoflar ve öğretiler Tanrı’nın parçası olduğumuzu söyler.
Yaşamımızdaki açığa çıkan her şey, bir kısmı atalardan genetik aktarımla gelen, bir kısmı çevreden, bir kısmı ise çocukluk travmalarımızla bilinçaltımıza ekilen kodlamalarımızın bir bumerang gibi bize dönmesi ile olur. Yani “Neye inanırsak o olur!”. Her şey bizden bizedir.
Psikolojiye ve spritüal öğretilere göre yaşamımızın yüzde 95’ini bilinçaltımız yönetir.
Kablosuz ağlarla hepimiz birbirimize bağlıyız, evrende her şeyin ve herkesin bilgileri akaşik kayıtlar veya Leh-i Mahfuzda veya kolektif bilinç olarak kayıt altındadır, uygun yöntemlerle tüm kayıtlara erişilebilir, mesafeler önemsizdir ve “an” da iletişim mümkündür.
Bir kişi değişince ondaki değişim kolektif bilince gider ve oradan tüm insanlar bu değişimi alır ve tüm dünya değişir.
Gözümüzle görmüyoruz diye wi-fi internet yok diyemeyeceğimiz gibi, her şey boyut ve frekansına göre algılanır. Einstein’a göre “hiçbir şey yoktan var olmaz, vardan yok olmaz”. Sadece frekansı değişir.
Hiçbir şey göründüğü gibi değildir.
Recep ÖZER
Access The Bars eğitmeni
Thetahealing eğitmeni
Refik korkmaz bilinçaltı dili eğitmeni
Matematik Öğretmeni
Yaşam Koçu

Yazılarda Ara

Kimdir?

Recep Özer

Recep Özer

"Ne yaşıyorsan sorumlusu sensin. İç dünyanda neye inanıyorsan dış dünyada da sonuçlarını yaşıyorsun. İnançlarına inebilir ve değiştirebilirsen hayatın da değişir"

Sosyal Medya