Kendimiz ”OL” mak

Kendimiz ”OL” mak

“Dün akıllıydım, dünyayı değiştirmek istedim; bugün bilgeyim, kendimi değiştiriyorum.” Mevlâna

Canlar, bizim yolculuğumuz kendimiz olma yolculuğu. Biz bu realiteye kendimiz olmaya, kendimizi gerçekleştirmeye ve bu şekilde tanrısal yanlarımızı hatırlamaya geldik.

Hepimizin yaradılışı, fıtratı bambaşka. Hepimizin farklı farklı meziyetleri, özellikleri var ve hepimiz bunları gerçekleştirmeye, deneyimlemeye bu realiteye geldik.

En basit haliyle bir pet şişenin yapısıyla, bir kağıdın yapısı bambaşka. Pet şişe, kâğıt gibi olmaya çalıştığında problem çıkıyor. Kağıt, pet şişe gibi olmaya çalıştığında problem çıkıyor.

Parmak izlerimiz bile aynı değilken ve eşsiz varlıklar iken benzer hayatları yaşamaya çalıştığımız için mutsuz oluyoruz. Yani hepimiz aynı standart hayatları yaşamaya çalıştığımızda, aynı 90-60-90 ölçülerde olmaya çalıştığımızda, o bize dayatılan, harikaymış gibi veya başka alternatifimiz yokmuş gibi gösterilen tam zamanlı işlerde çalıştığımızda, o muhteşemmiş gibi görünen evlerde yaşamaya çalıştığımızda, idealize edilen standart ilişkiler içinde olduğumuzda problem çıkıyor ve mutsuz oluyoruz. Yapmam lazımlarla yaşadığımızda mutsuz oluyoruz.

O yüzden lazımların hepsini artık ne yapıyoruz?

Lazımlığa atıyoruz. 🤩🤩🤩🤩🤩🤩🤩🤩🤩🤩

Hepimizin yaradılışı bambaşka ve kalıplara sığmamız mümkün değil. Bunu 90-60-90 bir bedenimiz olmasın diye söylemiyorum. Tabii ki içimizden akıyorsa, bize kendimizi iyi hissettiriyorsa ve insanlara göstermek için değil kendimiz için yapıyorsak hafif, fit bir bedenimiz de olsun, bolluk bereket de fazla fazla olsun, villada da oturalım, konfor alanımız her ne ise, ki bu kişiye göre değişir, ona sahip olalım.

Sizin konfor alanınız Jeep ise ona binin, villa ise onda oturun. Standardınız çok şık kıyafetler ise giyin. Ne şekilde mutlu iseniz o şekilde ilişkiler kurun.

Yaptığınız, hayatınıza kattığınız şeyler de kendiniz olduğunuzu hissediyorsanız, akıştaysanız, yaşamın coşkunluğu ile var oluyorsanız bu muhteşem.

Ayrıca konfor alanınızı sadece kendiniz belirleyebilirsiniz.

Konfor alanını, gerçekten yaşam size getirmiştir; kendiniz, konforunuz için sahip olacaksınızdır; derdiniz, insanlara hava atmak göstermek değil de kendi konforunuzdur. Bu bir anlamda kendimiz “ol"manın bir parçasıdır.

Kendimiz olduğumuzda hücrelerimiz coşar, ilahi sistemin her yerden her an akan ihtişamıyla, rahmetiyle ve mucizevi enerjisiyle uyumlanır ve bir oluruz. Bizdeki bu mucizevi akış ile hücrelerimizden akan enerji ile, yaydığımız yüksek frekans ile tüm dünya değişir. İşte evrenin bizden talebi budur. Kendimiz olmak!

Kendimiz olduğumuzda, bize bu ilahi sistem tarafından verilen bütün o meziyetleri, araçları yerine getirebiliriz. Tekamülümüzü, dönüşümümüzü akışta, kolaylıkla gerçekleştiririz.

Ayrıca artık biliyoruz ki etrafımızdaki insanları değiştiremiyoruz. Değiştirilelim diye uğraştığımızda bir şeyler daha da kötü olabiliyor. Mademki etrafımızdaki insanlar bizim aynamız ve iç dünyamızın yansımaları, o zaman biz değişince onlar da kendiliğinden değişir. Nasıl mı?

Nasıllar Yaradan’ın işi.

“Sen değişince dünya değişir.”

O yüzden yolculuğumuz hep kendimizden kendimize ve eğer sonsuz potansiyellerimizle “bir” olmayı başarabilirsek, ki bu durum kendimiz olarak mümkün, “Atarken adımı sen atmadın, senden Allah attı.” ayetinde (Enfal 17) işaret ettiği gibi yaradan bizden akabilir.

“Biz değişince dünya değişir.” Hint atasözü

Herhangi birimizde açılan bilinç; farkındalık, dönüşüm, kolektif bilince veya kozmik bilince gidiyor ya da evrene yayılıyor ve oradan diğerleri alıyor. Hepimiz birbirimize enerjiyle bağlıyız. İşte o yüzden biz değişince dünya değişiyor.

Yarışmalarda rekorları bir kişi kırıyor. O kişi kırdığında, bütün evrende bunun yapılabileceği bilgisi açılıyor ve sonra diğer insanlar da kırabiliyor. O yüzden biz yine dışarıyı değiştirmek yerine, ki bunun faydasının olmadığını hayatınızda çok defa gördünüz, kendi cennetimizi oluşturmaya, kendi içsel mutluluğumuza, huzurumuza odaklanmalıyız.

Bunu şu şekilde açayım: Dışarısı için hiçbir şey yapmayın demek değil bu. Elinizden gelen, içinizden akan yardımları, paylaşımları, katkıları her alanda tabii ki yapın ama dikte etmeden, bağımlanmadan yapın. Yapın bırakın! Alan alır, almayan almaz.

“Kişiler; yaşayan veya boyut değiştirmiş kapsamlı ve kuvvetli bilinçlere (ruhaniyet sahiplerine) yöneldikleri zaman, o kişiden gelen dalgayı hiç fark etmeden alırlar ve “ayna nöronlar” ile bir şekilde değerlendirirler.’’ Ahmed Hulusi

Yazılarda Ara

Kimdir?

Recep Özer

Recep Özer

"Ne yaşıyorsan sorumlusu sensin. İç dünyanda neye inanıyorsan dış dünyada da sonuçlarını yaşıyorsun. İnançlarına inebilir ve değiştirebilirsen hayatın da değişir"

Sosyal Medya